KANLI PELİT ÇOK KUTSAL!
NİYE, PEYGAMBER ELİ Mİ DEĞMİŞ?
Mezartaşı Çiçekleri
70.000 aşk ve 90.000.000 dize:
Ünlü şair İlhan Berk burda yatıyor!
N’olur yolcu, sevaptır, sakın üşenme,
Yukardaki sayıya bir sıfır da sen ekle.
Yukardaki şiir Cemal Süreya’nın İlhan Berk için yazdığı bir şiir. Önceki ve sonraki baskılarında sıfır eklene eklene bu baskıya böyle gelmiştir. Anadolu kültürünün bize has özelliklerinden birini, gözümüzün önüne getirmek için bunu şiirinde kullanır. Biz halk olarak böyleyiz. Ama sevgimizden, ama bu da böyle olsun, boş ver dememizden ya da saygıyı böyle hissetmemizden, göstermemizden kaynaklanıyor. Şiirin başlığında Mezartaşı Çiçekleri yazıyor ya, Kanlı Pelit’te dikildiği yer itibariyle, bizim ilk ve en büyük mezarlığımızın 700 senelik çiçekliğini yapar aslında!
Aksaray’da da Kanlı Pelit, yaklaşık olarak 750 seneyi bilir. 700’dü, 50 seneyi de ben ekledim. Varsın eklensin gitsin, gelenler, bu yazıyı okuyanlar da bir 50 sene eklesin devam etsin, n’olcak?
Kanlı Pelit soyu-türü gereği, özsuyu, kan, özüt, şıra ne diyorsanız artık, ondan sızdırır. 2025 senesinden 700 sene geriye gittiğinizde Aksaray’da Asurlular ya da Hz.Ömer değil Osmanlılar vardı. Rahmetli I.Murad’ı bulduk diyelim, ardından gelenlerin hepsini görmüş bir ağaçtan bahsediyoruz. Tarihi bol, ömrü uzun, hayırsızlardan da bin kat Aksaray’ımıza hayırlı olsun inşallah!
Ama tamam da, kıymeti bu işte! Evliya değil, Seyyid değil, dilek ağacı değil, şifa ağacı değil, türbe değil, tekke değil, Pelit ağacı! Çağların tanığı, kentin tanığı, gördüklerinden, yaşadıklarından yahut hissettiklerinden muzdarip olmuş olsaydı, Aksaray Kale’si talan edildiğinde çoktan rahmetliydi. İçerlemiş, gönlü kalmış olsaydı, Moğolların saldırıları sonucu Moğollara küser, tabela asardı. Bunlar sizden öncekilere ne çektirdi diye… Sultanhanlılara sorun, kaçı, ilçenin etrafında 1400’lü yıllarda Moğolların savaşa durduğunu biliyordur? Şehirde yaşanan kargaşadan dolayı, hem Moğol saldırılarından haberdardı, hem İstiklal savaşından, o derece tarihe şahit olmuştur Kanlı Pelit!
Bizim bildiğimiz hep, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet… Kanlı Pelit hepsine de şahit olmuştur işte… Bir sene yaşayanlardan memnun kalıp çiçek açmamış, öbür sene yaşayanları gözü tutmayınca, kafalarına palamutu sallamamıştır. Suyunu alır, oksijenini verir, uzamaya çabalar, ömrüne bakar. Eskilli’lerin dediğine geleceğim, Kanlı Pelit, ömrü uzun bir ağaç işte, ‘’Çohh da şiiitmeyinn yani!’’
Besmele çekip, adını öyle anacak halimiz yok, Çaput bağlayıp dilek tutacak halimiz yok, İnşirah suresi okuyup, şimdi de ‘’kanlı pelitin’’ hayatına geçiyoruz, diyecek halimiz de yok! Saygı duyun, özenle koruyun, sahip çıkın, eviniz yurdunuz, ailenizden biri gibi… Çok seviyorsanız da utanmayın, her geçtiğinizde dibini çapalayın, bir damacana su dökün, taze toprakla çevreleyin! Gidip de sarılıp öpmeyin, afferim sana demeyin, deli derler. Hem ayıptır, sizden büyüktür, anca elini, dalını öpmeniz yakışır.
*F. Zeki Perek bir arkadaşıyla Kanlı Pelit’te. 1935.
Kurtuluş yokuşu ve Kanlı Pelit.
