Metin KURT

Tarih: 30.04.2025 01:07

Üretmeyen Şehir, Tükenmeye Mahkûmdur

Facebook Twitter Linked-in

“Üretmeyen Şehir, Tükenmeye Mahkûmdur”

ÜRETİM YOKSA, GELECEK DE YOK!

Dünya hızla değişiyor. Ekonomiler yeniden şekilleniyor. Küresel güç dengeleri, artık sadece silahla ya da siyasetle değil; teknolojiyle, bilgiyle ve en önemlisi üretimle kuruluyor. Tarımdan sanayiye, bilişimden enerjide kendi kendine yetebilen ülkeler ayakta kalırken, sadece tüketen toplumlar eriyip gidiyor. Bu gerçek, artık sadece ulusal bir mesele değil; şehirler bazında da yaşamsal bir zorunluluk haline gelmiştir.

Aksaray gibi gelişim potansiyeli yüksek bir şehir için bu konu bir tercih değil, bir kader meselesidir.

Üretim Olmadan Kalkınma Olmaz

Bir şehir ne kadar yol yaparsa yapsın, ne kadar kavşak düzenlerse düzenlesin, ne kadar sosyal tesis açarsa açsın... Eğer bu şehrin insanı işsizse, gençleri göç ediyorsa, orta yaş kuşağı kredi kartlarıyla ay sonunu getiriyorsa, yapılan her şey makyajdan öteye geçemez.

Bugün Aksaray’da göz alıcı yollar, devasa kavşaklar ve estetik parklarla süslenmiş bir şehir görüntüsü var. Ancak bu görünümün altına baktığımızda, çalışacak sanayi işçisi bulamayan işletmeler, çırak yetişmeyen meslekler, ailelerin iş umuduyla çocuklarını başka şehirlere göndermesi gibi bir gerçekle yüzleşiyoruz.

Oysa Aksaray, Anadolu’nun tam ortasında, tarım ve hayvancılıkta güçlü birikime sahip, lojistik açıdan kritik bir kavşak noktasında yer alıyor. OSB’si genişlemeye açık, genç nüfusu hâlâ yüksek. Peki neden bu potansiyel üretime dönüşemiyor?

Tarımda Üretim, Ama Kime?

Aksaray’da tarımsal üretim var. Patates, şeker pancarı, arpa, buğday, mısır… Ancak çiftçi kazanamıyor. Çünkü mazot pahalı, gübre ithal, pazarlama zinciri kopuk. Tarladan çıkan ürün, tüccara gitmeden değer kazanamıyor. Kooperatifler zayıf, lisanslı depoculuk yaygın değil, katma değerli işleme tesisi çok az. Yani üretim var ama değerli değil.

Tarladaki üretim, sanayiyle buluşmadıkça anlam kazanmaz. Un fabrikası varsa makarna fabrikası da olmalı. Süt varsa, peynir ve yoğurt da üretilmeli. Yani ham maddeyi satan değil, işleyip markalaştıran şehir olmak zorundayız.

Sanayi ve Girişimcilik: Göstermelik Değil, Gerçek Destek

Aksaray OSB’de ciddi bir hareketlilik var. Ancak burada üretim yapan firmaların çoğu dış sermayeli ya da dışardan yönetilen yapılar. Yerli girişimcinin önünü açacak bir finansal destek, mentorluk ve işbirliği altyapısı yok denecek kadar zayıf. Yeni iş kurmak isteyen gençlerin önüne bürokrasi ve sermaye engeli çıkıyor. Ne yazık ki Aksaraylı gençler, sanayici olmayı değil, kamuya kapağı atmayı hayal ediyor.

Girişimcilik kültürünü, sadece “birkaç örnek başarı hikayesiyle” değil, bölgesel yatırım fonları, teşvik danışmanlığı, yerel Ar-Ge kuluçka merkezleri ile desteklemeliyiz. Üniversite-sanayi işbirliği gerçek anlamda hayata geçirilmeli. Aksaray Üniversitesi, sadece diplomalı işsiz üretmemeli; şehre ekonomik değer katacak projelerin merkezi olmalı.

Yerel Yönetimler Ne Yapmalı?

Belediye dendiğinde akla ilk gelen kavşak, kaldırım, park, kültür merkezi projeleri olmamalı. Modern belediyecilik anlayışı, şehrin ekonomik omurgasını inşa etmekle başlar. Üretim yapan KOBİ’lere arsa tahsisi, düşük faizli kredi desteği, kadın ve genç girişimcilere özel üretim alanları gibi doğrudan ekonomik kalkınmaya odaklı adımlar atılmalıdır.

Aksaray Belediyesi, sosyal projelerde ve kentsel dönüşümde belli bir başarı ortaya koydu. Ancak Aksaray’ın geleceği için asıl eksik olan stratejik hamle: üretim ekonomisine yönelik güçlü bir vizyonun hayata geçirilmesi.

Göçü Durdurmanın Tek Yolu: Üretimdir

Aksaray’dan giden gençlerin çoğu artık dönmüyor. Neden dönsünler ki? Mezun olduktan sonra burada ne iş bulabiliyorlar, ne hayal kurabiliyorlar. Şehrin ekonomisi, gençlerin geleceğini taşıyamıyor. Eğer bu gidişi durdurmak istiyorsak, şehri bir üretim üssüne çevirmek zorundayız.

Aksi halde Aksaray, “yolu güzel ama umudu eksik” bir şehir olarak kalır.

Bugün Aksaray’ın en büyük ihtiyacı, bir üretim seferberliğidir. Tarımdan sanayiye, gıdadan teknolojik ürünlere kadar kendi markalarını çıkaran, kendi yatırımcısını yetiştiren, gençlerine “gelecek burada” dedirten bir şehir inşa etmek mümkündür.

Ama bunun için önce bir karara ihtiyacımız var:

Süslemeyi mi seçeceğiz, yoksa temeli mi atacağız?
Tüketen şehir mi olacağız, yoksa üreten bir gelecek mi kuracağız?

Aksaray için tercih zamanı.
Çünkü üretim yoksa, gelecek de yok.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —