Sınav Sadece Bir Araçtır, Amaç Sağlıklı ve Mutlu Nesiller Yetiştirmektir
Ülkemizin geleceği olan gençlerimiz, önemli bir dönemeçten geçiyor. Yıllardır hayalini kurdukları üniversiteye adım atmak için Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) hazırlanıyorlar. Ancak bu süreçte yalnızca öğrenciler değil, aynı zamanda aileler ve öğretmenler de büyük bir sorumluluk taşıyor. Eğitim, sadece bilgi aktarmak değil; aynı zamanda sağlıklı bireyler yetiştirmektir. İşte bu nedenle sınav öncesi psikolojik hazırlık, en az akademik hazırlık kadar önemlidir.
Ailelerin En Büyük Rolü: Destek Olmak, Baskı Değil
Ailelerin en çok dikkat etmesi gereken konu, bu süreçte çocuklarına baskı değil manevi destek vermeleridir. Sınava günler kala “ders çalış, yüksek puan al, kazanmak zorundasın” şeklindeki söylemler öğrencide stres ve kaygı oluşturabilir. Unutulmamalıdır ki, her anne-baba evladının başarılı olmasını ister; ancak en büyük başarı çocuklarımızın akıl ve beden sağlığıdır. Bugün pek çok aile, çocuğunun sağlık sorunları sebebiyle okul hayatına devam edemediği için üzgündür. Bu yüzden evlatlarımızın sağlıklı, huzurlu ve mutlu olmaları her şeyden önce gelmelidir.

Sınav Öncesinde Nelere Dikkat Edilmeli?
- Sınav yeri mutlaka önceden görülmelidir. Böylece son anda yaşanabilecek kaygılar önlenir.
- Sınavdan iki gün önce uyku düzeni sağlanmalı, erken yatıp erken kalkılmalıdır.
- Son hafta ders çalışmakta fayda vardır ama bu tempolu tekrarlar kısa süreli ve rahatlatıcı olmalıdır.
- Sosyal etkinliklerle moral desteklenmelidir. Bir yürüyüş, kısa bir sohbet ya da huzur veren bir faaliyet öğrencinin zihinsel dengesini korumasına yardımcı olur.
- “Sınav ne olacak?” düşüncesi öğrenciyi içten içe yorar. Bu kaygıdan uzak durulmalıdır.
- En önemlisi: Sınavın sonucu ne olursa olsun hayat devam ediyor.
Her Başarı Akademik Değildir, Her Yol Üniversiteden Geçmez
Sınavdan alınan puanlar elbette bir kapıyı aralayabilir ama hayatta başarılı olmak yalnızca üniversiteye bağlı değildir. El emeğiyle, alın teriyle sanayide çalışıp kendi işini kuran nice gençlerimiz vardır ki, toplumun üretici gücü onlardır. Her üniversite bitirenin işi hazır değildir. O nedenle sınavla hayatı sınırlamak büyük bir hata olur.
Gençlerimizden kimisi sınavda başarılı olur, akademik yolda ilerler. Kimisi ise nasibini meslek edinerek, çalışarak, üretime katılarak bulur. Bu da bir o kadar kıymetlidir. Unutulmamalıdır ki; ülkesine, milletine ve ailesine en faydalı kişi, işini en layıkıyla yapan kişidir. Vatana en büyük hizmet, görevini en iyi şekilde yapmaktır.
Üniversite Kazanmak Bir Amaç Değil, Araçtır
Birçok gencimiz üniversiteyi kazanıp mezun olduktan sonra, tekrar sınavlara girip memur olmayı hedeflemekte. Bu durumda da iş bulmak garanti değildir. O nedenle gençlerimiz kendilerini tanımalı, neye yetenekli olduklarını keşfetmeli ve hayatlarına yön vermelidir.
Aileler ise çocukları adına "hayırlı olanı" istemeli. Zira her evlat farklıdır; kimisi sanatkârdır, kimisi mühendis, kimisi çiftçi. Mühim olan; sağlıklı, mutlu ve topluma faydalı bireyler olmalarıdır. Çünkü bir ülkenin kalkınması, yalnızca akademisyenlerle değil; işçisinden öğretmenine, çiftçisinden doktoruna kadar tüm meslek gruplarının ortak emeğiyle olur.
Sevgili öğrenciler, bu sınav elbette önemli ama hayatınızın tamamı bu sınavla belirlenmeyecek. Sizler bu ülkenin evlatlarısınız. Sağlığınız yerinde olsun, vatanınıza sadakatle bağlanın, işinizi sevgiyle yapın; gerisi nasiptir. Allah her birinize zihin açıklığı versin.
Ailelerimize ise son sözümüz:
Evladınıza güvenin. Onu sevin. Onu önce insan olarak kabul edin. Çünkü en kıymetli başarı, sağlıklı bir birey yetiştirebilmektir.

Hazırlayan:
Yalçın ÇELİK
Mekatronik Yüksek Mühendisi | Teknik Öğretmen