OKUMAK ÜZERİNE
Okumak, iletişim kurmanın en gözde yoludur. Yazı ile okurun, yazar ile okurun arasında, hiçbir engel yoktur çünkü.
‘’Allah’ın bizlere en büyük ihsanı kelimedir!’’ der Nuri Pakdil. Kelimeleri derleyip, toplayıp, bütünsel bir duygu seline, bilgi nehrine çevirdiğimiz kitaplar, okuma eyleminin en güzide eseridir.
Peki, neden okuruz?
Kendimizi daha bilgili kılmak, hayatı daha kolay kılacak her türlü bilgiyi sağlamak üzere, eskilerin deyimiyle hikmet-ilim, yani bilgi, irfan, kemâliyet sahibi olmak için okuruz. Görmediğimiz ülkeleri, şehirleri, insanları tanıma merakı gibi, insanın kendi kendini tanıması için de, bildiğimiz yahut bilmediğimiz kusurlarımızı da görmek, onları onarmak, yenilerinden korunmak, bir nevi kendi kendimizi eğitmek, kabalıklarımızı, kusurlarımızı düzeltmek ve zihnimizi olgunlaştırmak için okuruz.
İnsanlar için, her şeyi bilmek diye bir kaide yoktur bu hayatta. Ve bir insan modern hayatta ne kadar çok bilgiye sahipse eğer, kendi yaşamını ve çevresindekilerin yaşamını o kadar kolaylaştırdığının, farkında olmalıdır. Çünkü hayatımızdaki her olumlu değişimin sebebi öğrenmek, öğrenmeyi tecrübe etmek, kullanışlı ve sağlam bir bilgiye erişmektir. Bu da en doğru metotla okumak sonucunda olur.
Düşünün ki, mesleğimizin gerektirdiği ustalıkları dahi eğitim-öğretimin yanında yapılan okumalarla elde ederiz. Kurumsal olarak bitmiş olan eğitim-öğretim hayatımıza, hayattaki tecrübe ve bilgi edinme uğraşlarımızla devam etmek zorundayızdır. Öğrenim hayatımız ise biz ölünceye dek sürer.
Okumak da böyledir işte. Son demlere kadar okumanın ve öğrenmenin bir sınırı ya da zamanı yoktur.
Öyle kitaplar vardır ki, insanlar için ilk okuduklarında ufuklarını, yönlerini, davalarını, kavgalarını, duygu ve düşüncelerini bir çırpıda değiştiriverir. Bu yüzden Okuma eylemi, okunduğunda hayatımızda bir değişiklik meydana getirecek kitaplar için yapılması gereken, dolu bir eylemdir.
Bir kitapta, yazarının dolu dolu yaptığı yüzlerce eylemin semeresidir. Bilge yazarların ilhâmıyla, hem onlardan, hem kendi tecrübelerinden, kendi hayatına yön verebilmek için edindiği düsturları kayıt altına alır. Satırlarda yazan düşünceler bazen önden gider, bazen hatırlatma yapar, bazen tespitlerde bulunur, bazen sonucu ya da sonrasında olacakları şimdiden tekrar eder. Kitaplardan öz toplayan genç dimağlar için, buradaki özlü sözler, hayatlarında bir mumluk kadar da olsa, yer edinir, karşılık bulur. Kılavuz olur.
Ayrıca kitaplar, yediveren gül bahçesi gibidir, içinde ne kadar gezinirseniz, topladığınız bal da o kadar çoktur.

