Metin KURT


Bir Yıl Daha Umutla Kapatıldı

Bir Yıl Daha Umutla Kapatıldı


Bir Yıl Daha Umutla Kapatıldı

2026’da Hayaller Dualara Emanet: Rakamların Gölgesinde Bir Umut Hikâyesi

Takvimler 2025’in son yaprağını koparırken, sokak lambalarının altında yürüyen insanların yüzlerinde tanıdık bir ifade var: Bekleyiş. Her yılın sonunda olduğu gibi bu yıl da cümle aynı yerden kuruluyor:
“Yeni yılda her şey daha iyi olacak.”

Ama bu kez dileklerin tonu daha kısık, duaların sesi daha içli. Çünkü 2026’ya girerken hayaller artık plan dosyalarında değil, dua satırlarının arasında taşınıyor.

Bir Hikâye ile Başlayalım

Ali Bey, 48 yaşında. Özel sektörde çalışıyor. Beş yıl önce aldığı evin taksitleri, bugün maaşının neredeyse yarısını götürüyor. Oğlu üniversiteyi kazanmış, ama şehir dışında okumak “kazanmaktan çok bir maliyet hesabına” dönüşmüş durumda. Eşi marketten dönerken poşetleri daha sıkı tutuyor; çünkü her poşet artık bir bütçe raporu niteliğinde.

Ali Bey’in hikâyesi istisna değil. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre hanelerin %58’i gelirinin tamamını temel ihtiyaçlara harcıyor. Tasarruf kelimesi, artık yalnızca ekonomi kitaplarında yaşıyor.

Rakamlar Yalan Söylemez, Ama Çok Şey Anlatır

2025 sonunda açıklanan veriler şunu söylüyor:

Gıda enflasyonu yıllık bazda %70’in üzerinde seyretti.

Genç işsizlik oranı %18’e yaklaştı.

Asgari ücretle çalışanların büyük bölümü, ayın sonunu değil ortasını bile zor görüyor.

Orta sınıf, istatistiklerde hâlâ var; fakat pazarda, markette ve kira ilanlarında görünmüyor.

İroni şu ki; “büyüme” rakamları yukarı yönlü. Kağıt üzerinde zenginleşiyoruz, ama sofrada porsiyonlar küçülüyor. Grafikler yükseliyor, umutlar yatay seyrediyor.

Hayaller Neden Duaya Dönüştü?

Bir ülkede insanlar gelecek planı yapmayı bırakıp “nasip” kelimesine sığınıyorsa, bu yalnızca ekonomik bir sorun değildir; bu bir güven meselesidir.

Eskiden insanlar:

Ev almak için plan yapardı,

Çocuk okutmak için birikim yapardı,

Emeklilik için gün sayardı.

Bugün ise:

Kiraya zam gelmesin diye dua ediliyor,

Çocuk mezun olsun da iş bulabilsin diye dua ediliyor,

Hastalanmamak için dua ediliyor.

2026’ya girerken hayaller artık hedef değil, temenni. Proje değil, niyet.

İroninin En Sert Yeri

Sosyal medyada “çok şükür” paylaşımları artıyor.
Ama aynı anda kredi kartı borçları rekor kırıyor.

İnsanlar sabretmeyi öğrendi, ama refahı unuttu.
Kanaatkâr bir toplum olmak erdemdir; fakat mecburiyetten kanaatkâr olmak, başka bir hikâyedir.

Bu Bir Umutsuzluk Yazısı mı? Hayır. Bu Bir Uyarıdır

Tarih gösteriyor ki toplumlar en zor dönemlerinde yönünü yeniden çizer. Ancak bunun için gerçeklerle yüzleşmek gerekir.

Rakamlar makyajlanmadan konuşulmalı,

Sorunlar inkâr edilmeden kabul edilmeli,

Çözüm, sloganla değil sistemle üretilmeli.

Çünkü dua, insanı ayakta tutar;
ama adaletli ekonomi, öngörülebilir yönetim ve üreten bir sistem ayağa kaldırır.

2026’ya Girerken Son Söz

Yeni yıl yine gelecek.
Takvim değişecek, süsler asılacak, geri sayımlar yapılacak.

Ama asıl soru şu:
2026’da hayaller hâlâ dualara mı emanet olacak,
yoksa yeniden planlara, projelere ve emeğin karşılığına mı dönecek?

Bu sorunun cevabı gökyüzünde değil.
Cevap, rakamlarda, kararlarda ve cesarette gizli.

Ve unutulmamalı:
Dualar umut verir,
ama gelecek akıl ve irade ile inşa edilir.