Aksaray Yine Yolla Sınanıyor: Sabır Tükeniyor, Yol Bitmiyor
Aksaray Yol ile İmtihanda: Bitmeyen Çalışmalar, Bitkin Vatandaşlar
Aksaray... Anadolu’nun ortasında, tarih boyunca medeniyetlerin kavşağı olmuş, yollarla var olmuş bir şehir. Bugünse, yollarla değil medeniyetle buluşmayı bekleyen bir Aksaray var karşımızda. Bitmeyen, bir türlü bitirilemeyen, başlanan ama sonlandırılamayan yolların şehri oldu Aksaray. Merkezde yaşayan da, Ortaköy yolunu kullanan da, Eskil’den Güzelyurt’a geçmeye çalışan da aynı soruyla başlıyor cümlesine: “Bu yollar ne zaman bitecek?”
Bitmeyen Yol Hikâyeleri: Ortaköy-Aksaray Yolu
Her Aksaraylının hafızasında yer etmiş, hatta mizah malzemesi olmuş bir yol hikâyesi vardır: Aksaray-Ortaköy Yolu. Başlandı, durdu… Açıldı, kapandı… Yamandı, yeniden kazıldı. Yıl 2025 oldu, hâlâ aynı yoldayız; ama bu sefer kelimenin mecaz değil, tam anlamıyla aynı yoldayız! Vatandaşın arabasının takımı dağıldı, lastiği patladı, zamanından çaldı. Sabrı tükendi ama birileri hâlâ "çalışmalar sürüyor" demekten öteye geçemedi.
Merkezde Trafik, Merkezde Toz
Aksaray şehir merkezinde yaşayan biri için sabah saatleri, bir nevi mayın tarlasında yürümeye benziyor. Bugün burası kazılmış, yarın başka bir cadde trafiğe kapatılmış. Toz, çamur, gürültü… Kapatılan yolların alternatifi yok. Bir mahalledeki altyapı çalışması diğer mahalleye ulaşımı felç ediyor. Vatandaş çocuğunu okula mı yetiştirsin, işine mi koşsun, ambulansa yol mu versin, bilemez hâlde.
"Yap-Boz" Değil, "Yap-Bekle-Boz"
Vatandaşın kafası karışık. Hangi yol yapılıyor, hangisi yıkılıyor, hangisi yamanıyor belli değil. Dün asfaltlanan yerin bugün yeniden kazılması ise akıl alır gibi değil. Maliyet mi önemli, zaman mı? Hangisi planlandı, hangisi hesaplandı? Yoksa biz hâlâ “göz kararı” ve “iş bitince bakarız” mantığıyla mı şehir planlıyoruz?
Esnaf Dertli, Öğrenci Dertli, Hasta Dertli
Yollar sadece araçların geçtiği bir yer değildir; o yollar, bir şehrin damarlarıdır. O yollar tıkandığında şehir de tıkanır, vatandaş da. Esnaf, tozdan tezgâhını açamıyor. Öğrenci, servise ulaşamıyor. Yaşlı bir hasta, hastaneye zamanında gidemiyor. Otoyoldan çıkan bir turist, şehir merkezine ulaşamadan rotasını değiştiriyor. Çünkü yollar güven vermiyor, yön göstermiyor.
Hesap Sormayan Toplumda Yol Hep Yarım Kalır
Peki, bu yollar neden bitmiyor? Sorumluluk kimde? Müteahhitte mi, belediyede mi, karayollarında mı? Bu soruların yanıtı ya muğlak bırakılıyor ya da kısaca geçiştiriliyor. Vatandaş ise hep bekleyen tarafta. Oysa modern demokrasilerde yollar kadar hesaplar da açık olur. Geciken her işin bir açıklaması, yavaş ilerleyen her sürecin bir gerekçesi olur. Bu şehirde ise ne açıklama var ne de özür…
Güzergâh Değil, Gelecek Planlanmalı
Aksaray büyüyor. Nüfusu artıyor, beklentileri büyüyor. Bu şehirde üniversite var, organize sanayi var, turizm potansiyeli var. Ama bu potansiyeli harekete geçirecek ulaşım altyapısı hâlâ 90’lı yılların temposunda. Geçici çözümlerle kalıcı gelişme sağlanmaz. Yolları genişletmek kadar yönetimi de genişletmek gerek; vizyonla, hesapla, planla…
SONUÇ YERİNE:
Aksaray artık “yol medeniyettir” sözünü sadece afişlerde değil, gerçekte de görmek istiyor. Vatandaş yol değil, hizmet istiyor. Toz değil, çözüm bekliyor. Gecikmiş değil, bitirilmiş projeler görmek istiyor. Ve en önemlisi, yolun değil, umudun tıkandığı bir şehirde yaşamak istemiyor.
Aksaray’ın yolları ne zaman biter bilinmez… Ama bu yol çilesi böyle devam ederse, sabır taşı çatlamadan önce, vatandaşın sesi daha da yükselecek gibi görünüyor.