3 Mayıs Ruhu Yeniden Doğuyor: Türkçülüğün Bilimle Dirilişi
Ankara'da 3 Mayıs Türkçülük Günü anlamlı bir yazıyla kutlandı. Mekatronik Yüksek Mühendisi ve Teknik Öğretmen Yalçın Çelik, kaleme aldığı güçlü metinle Türk milliyetçiliğinin bilimle buluşan yüzünü gündeme taşıdı.
3 Mayıs Türkçülük Günü, Türkiye genelinde olduğu gibi Ankara’da da derin bir anlamla yad edildi. Bu özel günün yıldönümünde, kamuoyunun dikkatini çeken bir açıklama ise Mekatronik Yüksek Mühendisi ve Teknik Öğretmen Yalçın Çelik’ten geldi. Çelik, kaleme aldığı "Bir Ruhun Dirilişi" başlıklı yazısında Türkçülüğü yalnızca tarihî bir dava değil, çağdaş bir kalkınma vizyonu olarak ele aldı.
Yalçın Çelik, 3 Mayıs 1944’ün yalnızca bir fikir hareketi değil, bir milletin kimliğine sahip çıkışı olduğunu vurgularken, Türkçülüğün ırka dayalı bir anlayışla değil; dil, kültür, bilim ve üretim ekseninde yükselmesi gerektiğini belirtti. Yazısında dikkat çeken ifadelerden biri ise şuydu:
“Türkçülük, sadece edebi ya da siyasi bir kavram değil; bilimsel ve teknolojik gelişmenin de temel motivasyonudur.”
Çelik’in bu vurgusu, 3 Mayıs’a farklı bir perspektif kazandırdı. Özellikle gençlere hitaben yazdığı bölümlerde, milli bilinçle donatılmış ve teknolojik yeterlilik sahibi bir neslin Türkiye’nin geleceği olduğunu vurguladı. Eğitimden sanayiye, siyasetten akademiye kadar her alanda milli ruhla üretim yapılması gerektiğini belirten Çelik, bu vizyonun ancak Türkçülüğü doğru anlamakla mümkün olacağını ifade etti.
Yazının bir diğer öne çıkan bölümü ise Türk diline dair yapılan vurgu oldu. Çelik, “Dilimiz en büyük hazinemizdir” ifadesiyle Türkçenin yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda kimlik ve ilerlemenin anahtarı olduğunu savundu.
Tarihe Saygı, Geleceğe Yol
3 Mayıs vesilesiyle başta Hüseyin Nihal Atsız olmak üzere Türkçülük uğruna mücadele eden tüm fikir insanlarına rahmet ve minnetle selam gönderen Yalçın Çelik, yazısını “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözleriyle sonlandırdı.
Çelik’in yazısı kısa sürede sosyal medyada yayılırken, özellikle eğitim ve mühendislik camiasında da büyük takdir topladı. Gençlere bilimi, teknolojiyi ve milli kimliği birlikte işaret eden bu vizyoner yaklaşım, 3 Mayıs’ın anlamını derinleştiren nitelikte bir çağrı olarak yorumlandı.
Kamuoyunun dikkatini çeken bu yazı, 3 Mayıs’ın yalnızca geçmişe bir saygı değil, geleceğe yön verme sorumluluğu taşıdığını bir kez daha hatırlattı.
Yalçın ÇELİK 'in Gündeme Oturan Paylaşımı :
3 Mayıs Türkçülük Günü: Bir Ruhun Dirilişi
Yalçın Çelik – Mekatronik Yüksek Mühendisi, Teknik Öğretmen
Türk milletinin tarihinde, yalnızca savaş meydanlarında değil; fikir dünyasında, kalemle ve cesaretle kazanılmış zaferler de vardır. İşte bu zaferlerden biri, Türk milliyetçiliği davasını savunan aydınların, baskılara boyun eğmeden duruş sergilediği 3 Mayıs 1944’tür. O gün, yalnızca bir fikir hareketinin değil, bir milletin kimliğine sahip çıkışının simgesi haline gelmiştir.
Bugün, 3 Mayıs’ı anarken, Türkçülük kavramını doğru anlamak ve geleceğe taşımak gibi bir sorumluluğumuz var. Türkçülük, ırka veya ayrımcılığa dayanan bir söylem değildir; bilakis, milletin kültürüne, diline ve değerlerine sahip çıkma iradesidir. Bu bilinç, sadece edebi ya da siyasi bir kavram olarak değil, bilimsel ve teknolojik gelişmenin de temel motivasyonu olmalıdır.
Bir eğitimci ve mühendis olarak Türkçülüğe bakışım, geleceğin genç nesillerinin yalnızca tarih bilinciyle değil, bilim ve teknoloji ile de donatılması gerektiği yönündedir. Küresel rekabette güçlü bir Türkiye ancak üreten, geliştiren ve milli değerlerini koruyarak ilerleyen bir gençlikle mümkün olabilir. Eğitimde, sanayide, akademide ve siyasette milli şuur ile hareket etmek, 3 Mayıs ruhunu yaşatmaktır.
Dilimiz en büyük hazinemizdir. Türkçeyi doğru ve etkili kullanmak, kimliğimizi korumanın en önemli yolu olduğu gibi, kültürel ve bilimsel ilerlemenin de temelidir. 3 Mayıs, sadece geçmişin anılması değil; geleceğe bir yol çizme iradesidir. Bugün, Türkçülük idealine gönül vermiş her bireyin, kendisini geliştirme ve toplumuna fayda sağlama yükümlülüğü vardır.
Bu kutlu günde, başta Hüseyin Nihal Atsız olmak üzere, Türkçülük uğruna mücadele eden tüm değerli isimleri rahmet ve minnetle anıyor; geleceğin Türk gençliğine cesaret ve bilinç diliyorum.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Kaynak: Haber Merkezi