İlk Kurşun: Bir Milletin Uyanışı
Yalçın Çelik – Teknik Öğretmen / Mekatronik Yüksek Mühendisi
15 Mayıs 1919… Tarihin akışını değiştiren bir sabah… İzmir’in puslu ufkunda yankılanan tek bir silah sesi, sadece bir işgale karşı direnişi değil, aynı zamanda Türk milletinin hürriyet yolunda ayağa kalkışını simgeliyordu. Bu kurşun, sıradan bir tepki değil; topyekûn bir bağımsızlık destanının ilk satırıydı.
O kurşunu sıkan kişi, kalemiyle aydınlatan, yüreğiyle direnen bir aydındı: Hasan Tahsin, gerçek adıyla Osman Nevres. Bir gazeteci, bir fikir adamı, bir vatansever... Ve aynı zamanda milli şuurun ateşleyicisiydi.
İzmir’de Bir Millet Ayağa Kalktı
İzmir, o sabah Yunan askerlerinin işgaline uyanırken, Konak Meydanı'nda tarihin akışını değiştiren bir cesaret örneği sergilendi. Hasan Tahsin, cebindeki tabancayı çıkarıp işgalci Yunan askerlerine doğrulttuğunda, aslında bir kurşun değil; milletin onurunu, iradesini ve istiklal arzusunu ateşliyordu.
Bu eylem, bireysel bir kahramanlıktan çok daha öteydi. O an, Türk milletinin "teslim olmayacağız" kararlılığının vücut bulmuş hâliydi.
Kalemden Silaha: Aydın Bir Direnişçi
Hasan Tahsin'in hayatı, fikir mücadelesiyle geçmişti. Kalemiyle halkı uyandırmaya çalışmış, yazılarıyla işgale karşı kamuoyu oluşturmuştu. Ama o sabah, kalem yetmediğinde silahını kuşandı. Sözün bittiği yerde, vatan sevgisinin en keskin dili konuştu: Mücadele.
Bir öğretmen gibi bilinç verdi, bir mühendis gibi geleceği inşa etti, bir asker gibi savaştı. İşte bu yüzden onun hikâyesi sadece bir kurşunla başlamaz; inanç, azim ve fedakârlıkla devam eder.
Hasan Tahsin’in Mesajı: Vatan Uğruna Yaşamak ve Gerekirse Ölmek
Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşun, sadece bir başlangıçtı. Arkasından gelen Kuvayı Milliye hareketi, ardından Büyük Taarruz, ve nihayetinde tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti... O kurşun, bir milleti diriltti.
Bugün Türk gençliği, öğretmenler, mühendisler, askerler; hangi meslekte, hangi yaşta olursa olsun Hasan Tahsin'in mesajını yüreğinde taşımalıdır:
“Vatan, uğruna bedel ödenmedikçe kutsal olmaz.”
Bugüne Yansıyan Işık: Unutulmaz Bir Miras
Hasan Tahsin’in adı, yalnızca bir anma konusu değil; milli bir şuura dönüşmelidir. Çünkü onun attığı kurşun, bir düşmana değil; teslimiyete, esarete ve korkuya sıkılmıştı.
Bugün özgürce dalgalanan al bayrağımız, işte bu kararlılığın mirasıdır. Her dalgalanışta, Hasan Tahsin’in silah sesinin yankısı vardır. Ve her adımda onun cesaretinin izleri…
Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşun, Türk milletinin kaderini tayin eden bir işaretti. O, yalnızca geçmişin kahramanı değil; geleceğe yol gösteren bir meşaledir. Bugün bizlere düşen görev, o ışığı taşımak, korumak ve gerektiğinde bir kez daha yakabilmektir.
Unutma: Bir kurşunla değil, bir inançla başladı her şey.
Kaynak: Yalçın Çelik / Haber Merkezi
