Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yaşayan Okan Diköz’ün (55) akciğerine kedi tüyü kaçması sonucu hayatını kaybettiği iddiası, kedi sahipleri arasında büyük korkuya yol açmıştı. Ancak Doç. Dr. Ferhat Arslan, bu iddianın bilimsel dayanağı olmadığını belirtti.
Arslan, kedi tüyünün akciğere ulaşıp enfeksiyona neden olmasının fizyolojik olarak mümkün olmadığını vurguladı. Diköz, evinde beslediği kediler ve sokak hayvanlarına gösterdiği sevgiyle tanınıyordu. Nefes darlığı şikayetiyle hastaneye başvuran Diköz’ün vefatı, kedi tüyüne bağlanmış ve bu durum endişe yaratmıştı.
Arslan, “Kedi tüyü, solunum yollarında alveollere ulaşamaz. Mukosiliyer sistem, tüyleri dışarı atar. Alerjik reaksiyonlar yüzeyseldir ve hayati tehlike oluşturmaz” dedi.
Arslan, kent kedilerinin kuduz taşıma riskinin yok denecek kadar az olduğunu, gereksiz kuduz aşılarının bağışıklık sistemini zorladığını ve bu durumun ticari bir sektör oluşturduğunu ifade etti.
Ayrıca, kedilerin doğal beslenme alışkanlıklarından uzaklaştırılmasının böbrek yetmezliği, obezite ve diyabet gibi hastalıkları artırdığını belirtti.
Kedi ile insan arasındaki sevgi bağının, özellikle çocuklar için şefkatin ilk doğal deneyimi olduğunu vurgulayan Arslan, bu bağın korku ve hijyen takıntısıyla zayıflatıldığını söyledi.
“Toplumun doğadan ve hayvanlardan uzaklaşması, yalnızlaşmayı ve yönlendirilmeyi kolaylaştırır” diyen uzman, hayvanları “ümmet” olarak tanımlayan Kur’an’a atıfta bulundu. Arslan, “Kedileri öcüleştirmek, merhameti ve şefkati ötekileştirmektir. Gerçek korku, doğadan ve insandan kopmaktır” dedi.
Kedi sahiplerine seslenen Arslan, gereksiz korkular yerine hayvanlarla sağlıklı bir ilişki kurmanın ruhsal olgunluk sağladığını belirtti. Bu açıklama, kedi sahiplerini rahatlatırken, hayvan sevgisinin önemini bir kez daha hatırlattı.
Kaynak: Haber Merkezi
