"Biri vardı, adı Eren’di…"
Henüz çocuk yaşta vatan uğruna canını feda eden bir yiğidin, Eren Bülbül’ün adı, bu milletin kalbine mühürlendi. Sadece bir isim değil artık; bir duruşun, bir fedakârlığın, bir iman dolu cesaretin simgesi oldu Eren. Karadeniz’in sarp dağlarında, hain pusuların ortasında güvenlik güçlerine yol gösterirken, tertemiz yüreğiyle tarih yazdı. Daha 15 yaşındaydı…
O yaşta kimimiz kalem tutar, kimimiz oyun peşinde koşar. Ama Eren, vatanına uzanan kirli ellere karşı gövdesini siper etti. O gün, 11 Ağustos 2017’de, Trabzon’un Maçka ilçesinde hain kurşunlarla aramızdan alındı. Ancak Eren’in şehadeti, bu topraklara düşen kara bir haber değil; Türk milletinin alnına yazılan onurlu bir destandı.
"Beni yazın" demişti… Yazıldı Eren. Hem dağlara, hem dualara, hem de milletin vicdanına.
Eren Bülbül, bir çocuğun masum gülüşünün, nasıl koca bir millete umut olabileceğini gösterdi bize. Terörün karanlığına karşı, saf bir cesaretin ışığı oldu. O artık yalnızca bir şehit değil, Türk milletinin evladı, Ülkesinin gönlünde yaşayan bir semboldür.
Bugün bir eğitimci olarak gençlerimize Eren’i anlatıyoruz. Vatan sevgisinin kitaplardan değil, yürekten öğrenileceğini öğretiyoruz. Çünkü Eren’in cesareti, her dersi aşan bir gerçektir: “Eğer bir çocuk, vatanı uğruna korkmadan şehit olabiliyorsa; hiçbir ihanet bu milleti yıkamaz.”
Biz Eren’i unutmadık. Unutmayacağız. Onun ismini yalnızca anmak değil; taşıdığı ruhu yaşatmak boynumuzun borcudur. Eren’in ardından “İyi ki varsın!” dedik… Çünkü o sadece bir kahraman değil, bu milletin tertemiz vicdanıydı.
Annesinin gözyaşı, tüm Türkiye’nin yüreğine damladı. Ama o gözyaşlarında acı kadar gurur da vardı. Çünkü bu millet, Eren gibi evlatlar yetiştirdiği sürece var olmaya devam edecek.
Her bayrak selamında, her İstiklâl Marşı’nda Eren’in adı yankılanıyor.
Artık biliyoruz: Eren’ler bitmez bu topraklarda… Bitmemeli de. Çünkü Türkiye, umutla büyüyen çocukların yurdu olmalı. Hain pusular değil, özgürce gülen çocuklar olmalı dağlarımızda. Terörsüz bir Türkiye hayal değil; inançla, birlikle ve Eren gibi yüreklerle mümkün.
Eren’in aziz hatırasına sözümüzdür: "Bu milletin çocukları, bir daha şehit edilmeyecek! Bu topraklar, ihanete geçit vermeyecek!"
Ve biz bu inancı, millî ülkümüzle, vatan aşkımızla her an canlı tutacağız.
"Vatan sevgisi, lafla değil; Eren gibi canla yazılır."
Ruhun şad, mekânın cennet olsun Eren…
İyi ki vardın, iyi ki varsın!
Haber: Yalçın ÇELİK – Teknik Öğretmen, Mekatronik Yüksek Mühendisi / Haber Merkezi
