Çocukların fiziksel, duygusal ve bilişsel gelişiminde önemli bir dönüm noktası olan iki yaş dönemi, ebeveynler için sabır ve anlayış gerektiren bir süreç olarak öne çıktı.
Toplumda “iki yaş sendromu” olarak bilinen bu evre, uzmanlara göre bir krizden çok, çocuğun bireyselleşme ve bağımsızlık kazanma yolunda attığı kritik adımların bir yansıması.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları, bu dönemin doğru yönetilmesi halinde çocukların sağlıklı gelişimine büyük katkı sağlayabileceğini belirtti.
GELİŞİMSEL BİR DÖNÜM NOKTASI
Uzmanlar, iki yaş döneminin çocuğun kendi benliğini keşfetmeye başladığı bir evre olduğunu vurgulayarak, “Bu dönemde çocuklar, ‘hayır’, ‘benim’ gibi kelimelerle sınırlarını test eder. Öfke nöbetleri, ani ruh hali değişimleri ve paylaşma konusunda isteksizlik sık görülen davranışlardır. Ancak bunlar bir hastalık değil, sağlıklı bir gelişim sürecinin göstergesidir” dedi.
Ebeveynlerin bu davranışları kişisel algılamaması ve sabırlı bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade ediyor.
Amerikan Pediatri Akademisi’nden Dr. Ari Brown da benzer bir görüşü savundu. Brown, “Bu evre, çocuğun bağımsızlığını keşfetmeye çalıştığı bir dönemdir. Ebeveynlerin tutarlı ve destekleyici bir yaklaşımı, çocuğun öz düzenleme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur” dedi. Brown’a göre, bu dönemde çocukların sınırlı kelime haznesi nedeniyle duygularını ifade edememesi, öfke nöbetlerinin temel nedenlerinden biri.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
Yapılan bilimsel çalışmalar, iki yaş döneminin çocuğun bilişsel ve duygusal gelişiminde kritik bir rol oynadığını ortaya koydu.
Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bu dönemde çocukların beyin gelişiminin hızla devam ettiğini ve çevresel uyaranların sinirsel bağlantıları güçlendirdiğini gösterdi.
Araştırmaya göre, ebeveynlerin çocuklarıyla geçirdiği kaliteli zaman, dil gelişimini ve sosyal becerileri olumlu yönde etkiledi.
Uzmanlar, bu dönemin çocukların öz düzenleme ve sosyal beceriler kazanmaya başladığı bir eşik olduğunu belirterek, “Gelişimsel pediatri açısından iki yaş, çocuğun çevresiyle etkileşim kurmayı öğrendiği bir dönemdir. Ebeveynlerin tutarlı sınırlar koyması ve sevgi dolu bir yaklaşım sergilemesi, çocuğun güven duygusunu pekiştirir” dedi.
EBEVEYNLER İÇİN ZORLUKLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
İki yaş dönemi, ebeveynler için sabır sınayıcı olabiliyor. Çocukların inatlaşması, her şeye itiraz etmesi ve ani öfke patlamaları, aileleri çaresiz hissettirebiliyor. Ancak uzmanlar, bu davranışların çocuğun bağımsız bir birey olma çabasının bir parçası olduğunu söyledi.
İngiltere’de çocuk psikolojisi üzerine çalışmalar yapan Dr. Amanda Gummer, ebeveynlere şu önerilerde bulundu:
“Çocuklarınıza hayır demek yerine, seçenekler sunun. Örneğin, ‘Bunu yapamazsın’ yerine, ‘Bunu yapabilirsin ya da şunu tercih edebilirsin’ diyerek çocuğun kontrol hissini destekleyin.”
EBEVEYNLERE PRATİK ÖNERİLER
Uzmanlar, ebeveynlere bu dönemi daha kolay yönetebilmeleri için şu önerileri sundu:
Tutarlılık: Evet ve hayır yanıtlarının sabit olması, çocuğun sınırları anlamasına yardımcı olur.
Empati: Çocuğun duygularını anlamaya çalışmak ve ona duygularını ifade etme fırsatı vermek, öfke nöbetlerini azaltabilir.
Güvenli Alanlar: Çocuğun keşfetme arzusunu desteklemek için evde güvenli bir ortam oluşturmak, merak duygusunu olumlu yönde besler.
Oyun ve Etkileşim: Çocuğun hayal gücüne dayalı oyunlar oynaması, bilişsel ve sosyal gelişimini destekler.
Dr. Sapmaz, ebeveynlerin bu dönemde çocuk doktorları veya pedagoglarla iş birliği yapmasının önemine dikkat çekerek, “Ebeveynler, çocuklarının davranışlarını anlamakta zorlanıyorsa, bir uzmana danışmaktan çekinmemeli. Bu dönem, çocuğun geleceğini şekillendiren bir temel oluşturuyor” dedi.
SABIR VE BİLGİYLE GÜÇLÜ BİR BAŞLANGIÇ
İki yaş dönemi, hem çocuklar hem de ebeveynler için zorlu ama bir o kadar da heyecan verici bir süreç. Uzmanlar, bu evrenin bir kriz olarak değil, çocuğun bireyselleşme yolculuğunda bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Doğru yaklaşımlar ve bilinçli ebeveynlik ile bu dönem, çocukların sağlıklı bir geleceğe adım atmasının temelini oluşturabilir.
Haber: Hatice Özen / Haber Merkezi