Tarihi konuşma işi biraz algı yaratmakla ilgili, bir çeşit halkla ilişkiler ve propaganda kampanyası. Konuşmanın dinlenmesini sağlamak için, ilgi çekmesini sağlamak için bilinçli bir şekilde profesyonelce kullanılan bir yöntem olduğunu düşünüyorum.
Gazeteci Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasını değerlendirerek kamuoyunda “tarihi” olarak lanse edilen açıklamaların arka planına dikkat çekti. Zeyrek’e göre konuşma, halkla ilişkiler ve propaganda amacıyla “tarihi” olarak sunulmuş olsa da içerik açısından bu nitelendirmeyi hak etmiyor. Zeyrek, Erdoğan’ın ümmet vurgusunu anayasal yurttaşlık tanımıyla çelişkili bulurken, AK Parti-MHP-DEM Parti birlikteliğinin ilan edilmesini ise konuşmanın en dikkat çekici yönü olarak yorumladı.
Deniz Zeyrek şöyle konuştu:
Dolayısıyla tarihi bir konuşma falan değildi. Erdoğan, neyden bahsediyor? Türk, Kürt, Arap bunu yazdığın zaman eşittir ümmet. Bu ülkede Hıristiyanlar da yaşıyor. Bu ülkede Yahudiler de yaşıyor. Özgür Özel, Malatya mitinginde çok güzel bir çerçeve çizerek, “Eğer kastettiğin Sünni Müslümanların bir araya gelmesi öyle bir yapılanmaysa ben bunu kabul etmiyorum.” dedi. Yapılan konuşmaya baktığın zaman tarihi bir taraf görmüyorum. Fakat şu açıdan tarihi olabilir, kendisini bu ülkenin vatandaşlığına bağlı olan her yurttaş anayasamızda Türk olarak tanımlanıyor böyle çerçevesi çiziliyor. Oradan alıp meseleyi Türk, Kürt, Arap işine çevirirsen, bir ümmet üzerinden ilerlersen orada ciddi bir sorun ortaya çıkar ve bu sorun bu bakış açısıyla çözülemez. Bir de şöyle bir boyutu var. Bu konuşmayla bir gün öncesinde Amerika'nın Ankara büyükelçisi aynı zamanda Suriye temsilcisi Thomas Barrack'ın New York'ta Türk gazetecilere yaptığı açıklamaları birlikte değerlendiriyorum. O da orada bir Suriye tarif ediyor. Bugün Cumhurbaşkanının burada tarif ettiği Türkiye tarifiyle neredeyse aynı. Sanki sınırları kaldıracak Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye, Suriye vesaire falan bir şey olacakmış gibi. Bunun ötesinde sayın Büyükelçinin bir hafta önceki konuşmasını hatırlatayım. Osmanlı milleti diye bir kavramdan bahsetti. Barrack'ın önceki hafta ve dün yaptığı konuşmalarla Tayyip Erdoğan'ın konuşmaları arasındaki paralellik sadece tesadüfle açıklanabilecek bir paralellik değil. Konuşmanın belki de tarihi olmasını sağlayan bir unsur daha vardı. Buna da ikinci unsur diyelim. Birincisi ümmet tarifiydi. İlk defa Türkiye'yi yöneten biri cumhuriyete bağlılık, yurttaşlık bilincinin ötesinde bir ümmet tarifi çizdi. İkinci olarak da “Biz dedi AK Parti, MHP ve Dem Parti el ele verdik, yürüyoruz.” Dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının tarihi olmasının birinci nedeni ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından ümmet kavramı dile getirilmiştir. İkinci tarih olma sebebi de Cumhurbaşkanı, AK Parti, MHP ve DEM Parti ittifakını bütün dünyaya ilan etmiştir.
Kaynak: Haber Merkezi
