GÜNDEM

GÜNDEM Haberleri

Enflasyonu kim nasıl ölçüyor?

Enflasyonu kim nasıl ölçüyor?

GÜNDEM 3.12.2025 16:24:00
Enflasyonu kim nasıl ölçüyor?

“Enflasyon canavarı” bu tabir, yoksulluğun politikadan bağımsız olduğunu düşündürmek için bulundu. Peki ya bu “Frankestein’ı” siyaset yarattıysa. Enflasyon neden durmuyor, nasıl ölçülüyor, hayatımızın her alanını nasıl etkiliyor? Buyurun bakalım.

Derleyen: Barış Önal

AKP hükümetinin 23 yıllık iktidarında ekonomide yarattığı girdap giderek büyüdü. Üretmeden adeta üretmeden tüketen bir ülke haline gelen Türkiye'de iğneden, ipliğe her ürüne zam üstüne zam yağdı. Tüm bunların üzerine ekonomistlerin uyarıları dikkate alınmayınca vatandaşın cebine giren Türk lirası buhar oldu uçtu. Şimdi Türkiye'de milyonlarda yurttaş asgari ücret, memur ve emekliye yapılacak zam orana dikkat kesildi. Bu zam için ise Kasım ve Aralık ayı enflasyonunun kritik bir önemi var. Kasım ayı enflasyonu bugün saat 10'da açıklanacak.

NAS İNADI TÜRK LİRASINI VURDU

Pandemiyle birlikte dünyada yaşanan kriz Türkiye'de AKP hükümetinin ekonomi politikaları nedeniyle daha derin hissedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomistlerin uyarılarına rağmen, 'Nas var nas', 'Bu kardeşiniz burada olduğu sürece faiz düşecek' ve 'Faiz neden enflasyon sonuç' diyerek faize adeta savaş açtı. Erdoğan'ın 'Nas neyi emrediyorsa onu yapacağız' diyerek faiz indirimlerini başlattığında politika faizi yüzde 19’du. Yüzde 19 faizin olduğu dönem 19 Mart 2021'de euro 9 lira, dolar ise 7 lira bandından işlem görüyordu. Enflasyon ise Mart ayında TÜİK verilerine göre yıllık bazda yüzde 16.19 olarak hesaplanmıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Nas inadıyla faiz hızla yüzde 8.5’e düşürüldü. Yüzde 8.5’lik faiz döneminde 24 Şubat 2023 tarihinde euro kuru 20 lira dolar ise 18 lira bandına kadar tırmandı. Bu süreçte enflasyon oranları da artış göstererek, Şubat'ta yüzde 55'e fırladı.

TÜRK LİRASI MUM GİBİ

Ekonomide yüksek enflasyonla geçen bu dönemde Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimine gitti. Seçimde yarışan Cumhur İttifakı'nın adayı mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olurken Millet İttifakı'nın adayı ise dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Millet İttifakı, seçim meydanlarında Erdoğan ve hükümetine ekonomi üzerinden yükleniyor, hükümet kanadı ise Türk lirasındaki erimeyi durdurmak için Merkez Bankası'nın arka kapısından döviz satıyordu. Bu da kasada döviz boşluğuna neden oldu ve Türk lirasındaki erimenin önüne geçemedi.

EKONOMİ DE U DÖNÜŞÜ

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a ekonomi üzerinden yüklense de seçimin galibi Erdoğan oldu. Bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan ilk iş olarak ekonominin tepesine atamalar yaptı. Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'nın Başına ise Hafize Gaye Erkan atandı. Bu süreçte bir önceki dönemin 'gözleri parlayan Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin ekonomik yaklaşımları bırakılarak yeniden faiz artırımına gidildi. Döviz satışı da azalında baskılanan kurlar hızla değer kazandı. Dövizin yükselmesi Türk lirasındaki erimeyi daha da hızlandırdı. Merkez Bankası faizi yüzde 50'ye kadar yükseltti.

Gaye Erkan'ın Merkez Bankası Başkanlığı görevini bırakması yerine Fatih Karahan'ın gelmesiyle 'tedbirli nas' yeniden geldi. Tedbirli diyoruz çünkü bu kez bir önceki dönem gibi hızlı bir faiz düşüşü olmadı. Faiz yüzde 50 bandından 1,5 yıl içinde yüzde 39.50 bandına kadar düşürüldü. Faizlerin düşürülmesiyle birlikte döviz kurları yeniden hareketlendi. 2025'in son günlerine girerken dolar kuru 42 euro kuru ise 49 lira bandından işlem görüyor.

VATANDAŞIN SIRTINA YÜK

AKP'nin ekonomi yönetiminde bu kadar değişken davranması, döviz kurlarının artışı, küresel piyasalarda siyasi olaylarla yaşanan dalgalanmalar Türkiye'de yurttaşların sırtına adeta bir yük olarak yüklendi. Brent petrolün dengesiz hareketi ve dövizin hızlı artışı beraberinde Türkiye'de akaryakıta zam getirdi. Aralık 2025 itibarıyla 60 lira bandında seyreden mazot taşımacılık faaliyetini derinden etkiledi ve Türkiye'de zam tufanına neden oldu.

ÜRETMEDEN TÜKETİMİN HAZİN SONU

Türkiye ekonomisine bir diğer darbe ise özelleştirmeler oldu. Türkiye'nin adeta can damarı olan sanayi 23 yıllık AKP hükümetinde hızla devlet elinden çıkartıldı. Türkiye dışa bağımlı bir hale geldi. Hal böyle olunca yıllardır savaşın içinde olan Rusya ve Ukrayna'dan 'un' ithal eder olduk. Bakliyattan, kuruyemişe; iğneden ipliğe dış ülkelerden yapılan ithalatlara bel bağlayan bir konuma geldik. Bu da küresel siyasi krizlerin etkisiyle Türkiye'deki enflasyonist ortamla birleşince vatandaşın sofrasına zam olarak düştü. Böyle olunca da vatandaş sofrasından en temel gıda ürününü dahi çıkartır hale geldi.

TÜİK'İN ENFLASYONU

Oluşan enflasyonist ortam beraberinde pek çok sorunu da getirdi. Türkiye'de istatistik verilerinin paylaşımında yetkili kurum olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıkladığı enflasyon verileriyle dikkat çekti. Vatandaşın enflasyonu TÜİK'le uyuşmuyor eleştirileriyle birlikte büyüyen tepkiler 'enflasyon sepeti' tartışmalarını yarattı. TÜİK'in uzun süredir enflasyon sepetindeki ürünleri açıklamaması üzerine dava açıldı. Danıştay TÜİK'in enflasyı sepetini açıklaması gerektiğini hükmetti. Ancak TÜİK enflasyon sepetini açıklamadı.

NEREDE BU TÜİK MARKET?

Tüm bunların gölgesinde ekonomi yazarı Alaattin Aktaş bir yazısında TÜİK'in enflasyon sepetindeki garipliklere dikkat çekti. Aktaş'ın yazısında TÜİK'in açıklamadığı enflasyon sepetinde zeytinin kilosu 136 lirayken, zeytinyağın litresi 116 lira. Yine Aktaş'ın yazısında Türkiye'de vatandaşın tadını unuttuğu et TÜİK'e göre 400 lira bandında.

ALTERNATİF ENFLASYON ARAŞTIRMALARINA SORUŞTURMA

Enflasyon sepetini açıklamayarak eleştiri oklarını üzerine çeken TÜİK bu dönemde alternatif enflasyon araştırmacılarına da adeta savaş açtı. TÜİK Enflasyon Araştırma Grubu'dan (ENAG) iki defa şikayetçi oldu. Bu süre içinde ENAG ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) gibi sepet açıklayarak enflasyon araştırmacılarına araştırma yapamamaları için bir düzenleme taslağı üzerine çalışma yapıldığı da iddia edildi.

AÇLIK - YOKSULLUK SINIRI

Vatandaşın cebindeki para değer kaybına uğrarken enflasyon sepetinin açıklanmaması nedeniyle değer kaybının temel kalemleri de görülmez oldu. Ama manavda, pazarda, markette fiyatlar can yakmaya devam ediyor. Böylesi bir ortamda, 2025 yılında 22 bin 104 lira olarak uygulanan asgari ücrete Temmuz ayında zam talep edildi ancak uygulanmadı. Haliyle yurttaşlar açlık ve yoksulluk sınırının altında kaldı. Sendikaların açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı şöyle:

TÜRK - İŞ:

-Dört kişilik ailenin açlık sınırı 29 bin 828 lira

Yoksulluk sınırı: 97 bin 159 lira.

Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 38 bin 752 lira

Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM):

Açlık sınırı 26 bin 925 lira

Yoksulluk sınırı: 93 bin 135 lira

Tek başına yaşayan bir kişinin yoksulluk sınırı 43 bin 292 lira

İstanbul Planlama Ajansı (İPA):

İstanbul'da yaşam maliyeti ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 42,3 artarak 104 bin 927 liraya yükseldi

İŞÇİ ENFLASYON HABERİNİ BEKLİYOR

Türkiye'de milyonlarca emekli, memur ve çalışan için en kritik enflasyon hesabının yapılacağı döneme girdik. DİSK-AR'ın TÜİK verilerinden elde ettiği hesaplamalara göre, Türkiye'de 16.1 milyon ücretli çalışan var ve bunun 8.8 milyonu emeğinin karşılığında asgari ücret alıyor. Bu da asgari ücretle çalışanların oranının yüzde 50 civarında olduğunu gösteriyor. Asgari ücret ve civarında çalışanların oranı ise yine DİSK - AR'ın araştırmasına göre yüzde 69 civarında

DİSK-AR’ın araştırmasında Merkez Bankası verilerine de yer veriliyor. Merkez Bankası’na göre asgari ücretin yüzde 10 fazlası ya da düşüğü bir ücretle çalışanların oranı sanayide 50,4, inşaatta yüzde 71,4, hizmetlerde yüzde 37,9 düzeyinde bulunuyor.

Yani Türkiye'de milyonlarca işçi için Kasım ve Aralık enflasyonu hayati bir önem taşıyor. Öyle ki 1 puanlık bir sapma bile milyonlarca işçi, memur ve emeklinin aylıklarında ciddi değişikliklere neden olabilir.

ASGARİ ÜCRET, MEMUR VE EMEKLİ ZAMMINA GİDEN KRİTİK YOL

Asgari ücret tespit komisyonu önümüzdeki günlerde toplanıp yeni 2026 yılının asgari ücretini belirleyecek. Hükümet memur ve emekliye yapılacak olan zammı tayin edecek. Ancak tüm bunların yapılması için (Asgari ücret belirlenmesi hariç) Kasım ve Aralık aylarının enflasyonunun belirlenmesi gerekli. Hatırlatmakta fayda var. Geçen sene Aralık ayında yapılması planlanan akaryakıt zammı enflasyon sepeti etkilenmesin diye bir kaç gün kaydırılmıştı.

Temmuz - Ekim arası açıklanan enflasyon rakamlarına göre 4 aylık enflasyon ortalaması yüzde 10.25 civarında bu oran Kasım ve Aralık ayında gelecek olan rakamlarla değişecek.

Peki ekonomistler Kasım enflasyonunu kaç bekliyor?

Ekonomistlerin ortalama beklentisinin gerçekleşmesi halinde, bir önceki ay yüzde 32,87 seviyesinde bulunan yıllık enflasyonun kasımda yüzde 31,65’e gerilemesi bekleniyor. Kasım ayı enflasyon beklentileri yüzde 1 ile yüzde 1,65 arasında şekillenirken, ortalama beklenti yüzde 1,31 düzeyinde oluştu.

ASGARİ ÜCRET TAHMİNİ

YÜZDE 20 ZAM SENARYOSU

Brüt: 31.206 TL

Net: 26.525 TL

YÜZDE 30 ZAM SENARYOSU

Brüt: 33.807 TL

Net: 28.736 TL

YÜZDE 35 ZAM SENARYOSU

Brüt: 35.107 TL

Net: 29.841 TL

 

 

 

Kaynak: Ekonomi Servisi / Haber Merkezi

Anahtar Kelimeler: Enflasyonu nasıl ölçüyor?
13.4°