Amerikan Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) gibi kurumlar, sürücü yorgunluğunun alkollü araç kullanmak kadar tehlikeli olduğunu defalarca vurgulamış. Yapılan araştırmalar, yorgun sürücülerin tepki sürelerinin belirgin şekilde yavaşladığını ve karar verme yeteneklerinin azaldığını ortaya koyuyor. Uluslararası trafik güvenliği uzmanları, uzun yolculuklarda düzenli molalar verilmesini, uyku eksikliği hissedildiğinde kesinlikle yola devam edilmemesini ve gerekirse güvenli bir yerde mola verilerek dinlenilmesini tavsiye ediyor. Dikkat dağınıklığı yaratan cep telefonu kullanımı, sosyal medya takibi gibi eylemlerin ise kesinlikle yasaklanması gerektiği belirtiliyor.
DOĞRU OTURMA POZİSYONU VE ERGONOMİ
Sürüş konforu ve güvenliği açısından doğru oturma pozisyonu büyük önem taşıyor. Alman Otomobil Kulübü (ADAC) gibi kuruluşlar, sürücü koltuğunun, direksiyonun ve pedalların sürücünün boyuna ve vücut yapısına uygun olarak ayarlanmasının, uzun süreli sürüşlerde bile yorgunluğu azalttığını ve kontrolü artırdığını belirtiyor. Emniyet kemerinin doğru şekilde takılması, hava yastıklarının etkinliği için de kritik öneme sahip. Uzmanlar, pedallara rahatça basabilmek ve direksiyonu rahat bir açıyla tutabilmek için koltuk mesafesinin ayarlanması gerektiğini vurguluyor.
HIZ KONTROLÜ VE TRAFİK KURALLARINA UYUM
Sürüş hızının, yol ve hava koşullarına uygun olması hayati önem taşıyor. Özellikle ani hava değişiklikleri veya yol durumundaki beklenmedik değişimler karşısında hızın düşürülmesi, ani frenlemelerden kaçınmayı sağlar. Bilimsel araştırmalar, hız limitlerinin aşılmasının kaza riskini kat kat artırdığını göstermekte. Trafik işaretlerine ve ışıklarına dikkat etmek, özellikle yanıp sönen yeşil ışıkta tereddüt etmeden geçmek veya gerekirse durmak gibi kurallara uymak, olası kazaları önleyebilir. Öte yandan vites geçişlerinin yumuşak ve doğru zamanlamayla yapılması da sürüş hakimiyetini artırır.
Haber: Hande Karacan / Haber Merkezi