BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Destici, "Terörsüz Türkiye" sürecinin devam ettiğini belirterek, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in sürecin adından rahatsız olduğunu söyledi.
Destici, "Hangi kelimeden rahatsız oldular? Terörden mi, Türkiye'den mi? Bu kadın grup başkan vekiline bir kez daha soruyorum: Terör kelimesinden mi rahatsız oldun, Türkiye kelimesinden mi?" ifadelerini kullandı. Destici, "Ortada bir barış, silah bırakma ya da kendini feshetme henüz olmadı" dedi.
NE OLMUŞTU?
Büyük Birlik Partisi (BBP), DEM Parti ve bazı muhalefet partileri tarafından TBMM'de talep edilen kalıcı ve kanunla kurulmuş bir ihtisas komisyonu önerisi ile ilgili "Bu talep federalizme açık, çok kimlikli ve etnik temelli bir yapılanmanın altyapısını kurma çabasıdır" ifadelerine yer verdi.
Yapılan açıklamada şu sözler sarf edildi,
"Bu talep federalizme açık, çok kimlikli ve etnik temelli bir yapılanmanın altyapısını kurma çabasıdır. Sözde demokratikleşme söylemiyle topluma sunulan bu yapı, doğrudan milli egemenlik ilkesini ve anayasal düzeni zayıflatma amacı taşımaktadır. Bu süreç, DEM/PKK çizgisinin geçmişte çözüm sürecini nasıl istismar ettiğinin yeni bir versiyonudur. Talep edilen kalıcı komisyon, etnik temelde ayrıştırma, yerinden yönetim ve özerklik gibi ideolojik hedeflerin Meclis eliyle kurumsallaştırılmasına zemin hazırlamaktadır.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCU ESASLARINI AŞINDIRMA GİRİŞİMİDİR"
Bu yalnızca teknik bir öneri değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu esaslarını aşındırma girişimidir. Geçici ve danışma niteliğindeki yapılar, kamu güvenliği ve anayasal hassasiyetler açısından daha güvenli ve denetlenebilir bir zemin sunmaktadır. Kalıcı komisyon adı altında Meclisi anayasa mühendisliğine açmak, geri dönüşü zor bir çözülme sürecini başlatabilir. Bu çerçevede belirtmek isteriz ki, söz konusu talebin kabul edilmesi halinde doğabilecek yapısal sonuçlar yalnızca bugünü değil, geleceği de etkileyecek niteliktedir.
"GEÇMİŞTE ÇÖZÜM SÜRECİ ÜZERİNDEN YAŞANAN İSTİSMARLAR BİR KEZ DAHA TEKRARLANMAMALIDIR"
Böyle bir adım hem tarihsel sorumluluk hem de anayasal hassasiyetler açısından dikkatle değerlendirilmelidir. Türkiye’nin kurucu ilkeleriyle doğrudan ilişkili bu tür düzenlemelerin farklı zaman ve şartlarda kamu vicdanında ve hukuk zemininde tartışmalara neden olabileceği unutulmamalıdır. Milletimizin birliği, ülkemizin bekası ve anayasal düzenin korunması adına bu tuzağa düşülmemeli, geçmişte çözüm süreci üzerinden yaşanan istismarlar bir kez daha tekrarlanmamalıdır."
Kaynak: Haber Merkezi