"Aksaray'da Basına 'Tufah' Dokunuş: Sessizlik Tepkiyi Büyüttü"
Aksaray’da Basınla Yapılan Toplantı Tartışma Yarattı: Gazetecilerden Sert Tepkiler Yükseldi
Aksaray Valisi Sayın Mehmet Ali Kumbuzoğlu ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Yıldız’ın Aksaraylı yerel basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği buluşma, şehir tanıtımı ve marka şehir olma vizyonu çerçevesinde umut vaat eden bir platform olarak görülse de, toplantı sonrası ortaya çıkan söylemler ve yorumlar Aksaray basın camiasında ciddi rahatsızlık yarattı.
“Nazik Dokunuşlar” mı, “İnce Ayar” mı?
Toplantının amacı, Aksaray’ın marka şehir olabilmesi için basının üstleneceği rol üzerine istişarelerde bulunmaktı. Ancak konuşmalar sırasında kullanılan bazı ifadeler, basın mensuplarınca küçümseyici ve üstten bakan bir üslupla değerlendirildi.
Ankara’dan davetli olarak gelen Prof. Dr. Nuran Yıldız’ın konuşmaları özellikle eleştiri oklarının hedefi oldu. Gazeteci-yazar Nazmi Çalışkan, köşe yazısında bu konuşmaları, basına verilen bir tür “Tufah ayar” olarak tanımladı. Çalışkan yazısında, "Çok kıymetli bir profesör hanımefendi, basınla aynı kefeye koyduğu herkese, neyi nasıl yapmaları gerektiğini küçük küçük, ince ince işlemeye çalıştı," diyerek, verilen mesajların alttan alta bir ders verme havası taşıdığına dikkat çekti.
“Hakaret Eden Hoca” Tepkisi
Gazeteci Sedat Eker ise çok daha sert bir dille tepkisini dile getirdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Basına hakaret eden, Aksaray’a hakaret eden, kendini hoca zanneden bir zât ve buna suskun kalan onlarca insan... Yazıklar olsun, ne diyeyim!”
Eker’in bu açıklaması, yalnızca kişisel bir tepki olarak kalmadı, aynı zamanda Aksaray basın camiası içinde de yankı buldu. Sessiz kalanlara yönelik eleştirisi ise, pasif duruş sergileyenlere dair bir sorgulama başlattı.
“Doğru Sözler Yetmez, Vicdan Gerek”
Gazeteci Ayşe Alp ise kaleme aldığı haberinde, toplantıdaki konuşmaları teknik anlamda doğru bulduğunu ancak üslup ve yaklaşımın sorunlu olduğunu vurguladı. Alp’in ifadesiyle:
“Sayın Valimizin ve Prof. Dr. Nuran Yıldız’ın anlattıkları, kâğıt üstünde doğruydu. Aksaray’ın tanıtımı, basının yozlaşması, şehir algısı... Evet, doğru. Ama haber sadece görmekle yapılmaz. Akıl, vicdan ve cesaret gerek. Ve biz Aksaray basını olarak aklımızı da, kalemimizi de gerektiğinde kullanmasını biliriz.”
Ayşe Alp, özellikle “sahnenin arkasındaki gölgeyi sorgulamak” gerektiğini vurgulayarak, basının yalnızca gösterilenle yetinmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Toplumun Sesi Susturulamaz
Toplantının ardından ortaya çıkan bu görüş ayrılıkları ve tepkiler, Aksaray’daki yerel basının kendi kimliğine, onuruna ve bağımsızlığına sahip çıkma kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Basın, yalnızca bir şehir tanıtım aracı değil; aynı zamanda şehrin hafızası, vicdanı ve aynasıdır.
Bu tür buluşmaların, eleştirileri bastıran değil, çoğulcu bir anlayışı yücelten diyaloglarla sürdürülmesi, hem kamu yöneticileri hem de medya temsilcileri için daha yapıcı sonuçlar doğuracaktır. Aksi halde, “marka şehir” olma yolunda en güçlü destekçilerden biri olan basının desteğini kaybetmek, süreci baltalayabilir.
Son söz: Aksaray basını susmadı, susmayacak da. Görülmeyeni görmek, söylenmeyeni söylemek için.
Haber Merkezi