Obezite, modern dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biri olarak hızla yayılıyor ve bilimsel çalışmalar, bu hastalığın yaşam süresini ciddi şekilde tehdit ettiğini ortaya koydu.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) tanımlamasına göre, obezite "sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi" olarak ifade edildi.
Son araştırmalar, obezitenin yaşam süresini ortalama 10 yıla kadar kısalttığını gösterirken, uzmanlar, hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenmenin bu salgının temel nedenleri arasında yer aldığını vurguladı.
Bilimsel Bulgular Alarm VeriyorLancet tıp dergisinde 2016 yılında yayımlanan bir çalışma, obezitenin yaşam süresini 5 ila 10 yıl arasında kısalttığını ortaya koydu.
Araştırmaya göre, vücut kitle indeksi (VKİ) 30'un üzerinde olan bireylerde kalp hastalıkları, diyabet ve kanser riski dramatik şekilde artıyor. Özellikle morbid obezite (VKİ 40 ve üzeri) vakalarında bu riskler daha da yükseldi.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) 2021-2023 verilerine göre, ABD'de obezite oranı yaklaşık %40 seviyesinde seyrederken, morbid obezite oranının son 10 yılda artış gösterdiği bildirildi.
Emory Üniversitesi'nden küresel sağlık uzmanı Prof. Dr. Solveig Cunningham, "Şiddetli obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabetle bağlantılı en yüksek riskleri taşıyor ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor" dedi.
Uzmanlar; Obezitenin diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, uyku apnesi, safra kesesi taşları ve çeşitli kanser türleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti.
Örneğin, obez bireylerde şeker hastalığı riski normal bireylere göre 40 kat daha fazla. Ayrıca, 5 kilo kaybının bile diyabet riskini %50 azalttığı, 10 kilo kaybının ise kansere bağlı ölüm olasılığını %37 düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.
UZMANLARDAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Harvard Tıp Fakültesi'nden beslenme uzmanı Dr. Walter Willett, obeziteyle mücadelede bireysel çabaların yanı sıra toplumsal düzenlemelerin önemine dikkat çekerek, "Sağlıklı gıdalar daha pahalı olduğu için düşük gelirli bireyler, kalorisi yüksek işlenmiş gıdalara yöneliyor. Bu, obezite salgınının sosyoekonomik bir boyutu olduğunu gösteriyor" dedi. Willett, hükümetlerin şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalara yönelik vergilendirme politikalarıyla bu sorunu azaltabileceğini savundu.
Uzmanlar, obezite tedavisinde multidisipliner bir yaklaşımı önerdi. Diyetisyen, doktor, psikolog ve fizyoterapistten oluşan bir ekip, bireye özel tedavi planlarıyla başarı oranını artırdı.
Uzmanlar, "Obezite, 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunudur. Pandemi döneminde hareketsizliğin artması, bu sorunu daha da derinleştirdi" diyerek acil önlem çağrısında bulundu.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA OBEZİTE: GELECEK İÇİN TEHDİT
Obezite, yalnızca yetişkinleri değil, çocukları da tehdit ediyor. DSÖ, dünya genelinde çocukluk çağı obezitesinin son 50 yılda pandemik boyutlara ulaştığını bildirdi.
Uzmanlar, kontrolsüz ekran süresinin yeme bozuklukları ve ortopedik sorunlara yol açtığını vurguladı.
Uzmanlar, obeziteyle mücadelede şu adımları önerdi:
Beslenme Düzeni: Raf ömrü uzun, kalorili hazır gıdalardan uzak durulmalı. Doğal şeker ve tuz tüketimine dikkat edilmeli.
Fiziksel Aktivite: Günlük yürüyüş ve egzersiz alışkanlık haline getirilmeli.
Uzman Desteği: Diyetisyen ve doktor gözetiminde kişiye özel tedavi planları uygulanmalı.
Cerrahi Müdahale: Gerektiğinde, obezite cerrahisi gibi kanıta dayalı yöntemler değerlendirilmeli.
Obezite, bireylerin ve toplumların karşı karşıya olduğu sessiz bir tehlike. Uzmanlar, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisi için farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı.
Haber: Züleyha Öncü / Haber Merkezi